Pirelli’nin Başarı Hikayesi… Pirelli yaklaşık olarak 150 yıldır, dünya çapında tanınan bir marka olmak için uğraşıyor. Arabalar hakkında neredeyse hiçbir şey bilmeyen insanlar bile göz aşinalığından dolayı Pirelli ve birkaç lastik markasını daha bilmektedir. Pirelli’nin bu noktaya nasıl ve ne kadar sürede geldiği oldukça merak konusudur. Ayrıca lastik dünyasının bir numarası olmak için farklı iddialar ortaya koymaya çalışan sayısız yeni rakipten yıllar sonra Pirelli kendini sürüden ayırmanın yollarını nasıl buluyor? Geriye dönüp baktığımız zaman Pirelli’nin yenilikçilik becerisinin onu her zaman birkaç adım önde tuttuğu görüyoruz.
Pirelli’nin Başlangıcı
Giovanni Battista Pirelli, Avusturya-Prusya Savaşı’nda savaştıktan ve İtalya’nın Venedik’i Avusturya yönetiminden geri almasına yardım ettikten altı yıl sonra 1872 yılında GB Pirelli & C.’yi kurdu. Bir yıl sonra şirket tasfiye edildi ve Pirelli & C. doğdu. Grup kısa sürede İtalya’da ilk olarak kabul edilen bir kauçuk fabrikası kurdu. 1885 yılında şirket, arabalar için lastik bantlar geliştirmeye başladı. Böylece dokuz yıl sonra Pirelli lastik pazarına ilk adımını attı. İlk olarak velocipedes için lastikler üreten şirket, ilk otomobil lastiklerini 1901 yılında üretti. Sonraki birkaç on yıl boyunca, şirketin İngiltere’den Arjantin’e kadar bir dizi fabrika açmasıyla birlikte bu gelişmeler, Pirelli için popülaritesinin artmasına neden oldu. Ayrıca zaman değişiyor ve iş büyüyor olsa da Pirelli motor sporlarına olan tutkusunu sürdürdü.
Pirelli’nin Motorsporları Hakimiyeti
Pirelli’nin yarışta başarıyı tatmak için uzun süre beklemesi gerekmedi. 1907 yılında Fransa Otomobil Kulübü’nün açılış Grand Prix’sini Pirelli lastiklerini kullanan bir araba kazandı. Bu olay, önümüzdeki uzun yıllar boyunca da birçok kişinin alışacağı bir manzaraydı. Şirket, 1924 yılında Superflex’in yaratılmasıyla lastik bilgi birikimini gerçekten esnetmeye başladı. Bu yeni, düşük basınçlı lastik serisi daha hafifti ve yolda daha iyi yol tutuşuna sahipti. Böylece sonuçlar buna göre iyileşti. Superflex lastikleri kullanan Gastone Brilli-Peri, Autodromo Nazionale Monza’da 1925 İtalya Grand Prix’sini kazandı. Galibiyet, Alfa Romeo’ya Manufacture’s World Championship’i sundu.
Stella Biance lastiği 1927 yılında doğdu. Eşsiz beşgen sırt deseni ile tanınan lastik, Tazio Nuvolari’nin 1932 Targa Florio’yu kazanmasına yardımcı oldu. Şirketin daha etkili buluşlarından biri düşük profilli lastikti. 1970’li yıllara gelindiği zaman otomobil üreticileri, satışları artırmanın bir yolu olarak yol yarışı başarısının faydasını fark ettiler ve bu nedenle otomobiller rekabet düşünülerek tasarlanmaya başlandı. Bu süre zarfında Pirelli, motor sporları için anıtsal olacak performansı artırmanın bir yolunu keşfetti: lastiğin boyutunu indirmek. Strateji, o zamanlar lastik teknolojisi için fazlasıyla güçlüydü. Bu yüzden günümüzde ikonik bir ralli yarışçısı olan Lancia Stratos ile nihai teste tabi tutuldu. Sadece Pirelli’nin “süper düşük profilli” lastiği olan P7, performansıyla eşleşebilirdi.
Pirelli’nin Günümüzdeki Yeri
Pistte veya pist dışında Pirelli’nin varlığı hala hissediliyor. MP4-12C ve P1 dahil olmak üzere birçok McLaren modeli, efsanevi üreticinin özel lastikleriyle donatılmıştır. 2011 yılında Pirelli, Formula 1’in tek lastik tedarikçisi oldu. İki taraf arasında üç yıllık bir anlaşma olarak başlayan anlaşma, şimdi on yıla çıkarıldı. Pirelli, çabalarını yalnızca Formula 1’e odaklamak için Grand-Am Rolex Spor Araba Serisi ve FIA Dünya Ralli Şampiyonası ile olan ortaklıklarını sonlandırdı. Böylece başarılı lastik markasının sadece Formula 1’e yöneldiğini görüyoruz. Formula 1’in özellikle yarış dünyasındaki konumunu göz önüne aldığımız zaman Pirelli’nin çok mantıklı bir tercih yaptığını anlayabiliriz.
Ancak şirket, Formula 1 için her şeyi tamamen geride bırakmadı. Web sitelerine göre sporu, lastiklerinin hem pistte hem de pist dışında güvenliğini ve performansını sağlamak için mükemmel bir test alanı olarak görüyorlar. Formula 1 lastikleri yolda görülenlerden büyük ölçüde farklılık gösterse de yarış günündeki yoğun aşınma ve yıpranmadan elde edilen veriler, günlük işe gidip gelmeyi daha güvenli ve daha verimli hale getirmek için doğrudan kullanılır. Böylece Pirelli yarışlar için özel olarak sunduğu lastikleri, gündelik lastik modellerine de uyarlıyor. Bu yüzden bütün araba ve motosiklet kullanıcılarının sempatisini kazanmaya başlıyor. Türkiye’de Pirelli’nin konumuna değinecek olursak Premium marka olarak karşımıza çıkan Pirelli’nin neredeyse bütün modelleri, Türkiye yolları için oldukça etkili performans sunmaktadır. Ancak etkili performans sunan lastikler, çok çabuk aşındığı için en yakın rakibine göre daha sık değiştirilme ihtiyacı ortaya çıkarıyor. Sonuç olarak Pirelli’nin Başarı Hikayesi oldukça önemlidir. Günümüze kadar başarılı bir süreçten geçerek ulaşmayı başaran nadir lastik markalarından biridir.
