Biyometri, kişisel profiller ve gelişmiş temassız ve akıllı mobilite deneyimi oluşturabilir
Temassız ve akıllı mobiliteye doğru bakarsak içinde yaşadığımız çağda ve gelecekte biyometri uygulamalarının yaygınlaşacağını fark edebiliriz. Parmak izi tarayıcıları gibi biyometrik kimlik doğrulama, otomotiv erişim sistemi sektörüne çoktan girdi. Yüz tanıma, ses tanıma, kalp atışı ve hatta avuç içi damar kimlik doğrulaması gibi diğer biyometrik uygulamalar da teknoloji giderek daha karmaşık hale geldikçe büyük bir çekiş gücü kazanıyor. Otomotiv endüstrisi şu anda hızlı dönüşümün eşiğindedir. Son teknolojik gelişmeler ve Endüstri 4.0’ın ortaya çıkışı, otomobili temelde fizikselden sanal deneyime dönüştürdü.
Mobil cihazların popülaritesinden bu yana, mobilite endüstrisi muazzam ilerlemeler gördü. Sektörde biyometrik erişim, araç güvenliği için önemli ölçüde kaçınılmazdır. Ayrıca, biyometrik uygulamaların sayısı ve çeşitliliği giderek artmaktadır. Bir biyolojik analizin varlığını veya konsantrasyonunu algılayan biyosensörler, araç ortamını sürücülerin tercihlerine ve yolcuların tercihlerine göre ayarlayacak kişisel profiller oluşturma potansiyeline sahiptir. Aydınlatma, sıcaklık ve sesler anında kontrol edilebilen bazı değişkenlerdir.
Biyometri Tarafından Sürülen Mobilite Deneyimi
Otomotivde biyometrisinin gelişimi katlanarak büyürken, bu teknolojiyi uygulayan giderek artan çok sayıda şirket var. Navigasyon ve bilgi-eğlence sistemlerini etkinleştirmek veya bir araca erişmek için ses kontrolünü kullanma becerisinden, mobilite ekosistemindeki biyometrinin bazı yaygın özellikleri vardır.
Örneğin, otomobil üreticisi Chrysler, sürücünün yüzünü tanıyarak koltuk konumunu, dileyebileceği müzikleri, günlüğü ve kişisel tercihlere göre ayarlanmış diğer ayarları uyarlayacak bir çözüm geliştiriyor. Öte yandan, otomobil üreticisi devi BMW, sesleri tanımlayan ve o kişinin sesinden müzik kaynağını seçen Nuance Communications teknolojisini de kullanıyor. Panasonic, yolcunun ihtiyaçlarını karşılayan dinlenme alanından bir eğlence merkezine kadar uyarlanabilir alana dönüşecek bir ‘Yaşam Alanı’ aracı üzerinde çalışıyor.
Ford, biyometri gücünden yararlanan başka bir şirkettir. Kuruluş, sürücülere tüm vücut taramaları gerçekleştirerek ve günlük olarak verileri depolayıp analiz ederek daha fazla bilgi ve sağlık kontrolü sağlamak için sağlık ve zindelik uygulamaları üzerinde deneyler yapıyor. Nissan ise geleceğin otomobil güvenliğini tanıttı. Beyinden araca adlı teknoloji, sürüşle ilgili beyin aktivitesinin gerçek zamanlı tespiti ve analizi için dünyanın ilk sistemini sunmayı vaat ediyor. Bu, bir sürücünün arabasını daha fazla kontrol altında tutmasına yardımcı olur.
Biyometrik teknoloji, önümüzdeki yıllarda büyümesi beklenen birçok uygulamaya sahiptir. Suprema’nın EMEA İş Geliştirme Direktörü Baudouin Genouville’e göre daha önce biyometri erişim kontrolü için sadece küçük bir ölçüde kullanılıyordu. Sadece para odalarını ve çok özel bilgilerin olduğu Ar-Ge merkezlerini koruyorlardı. Şimdi, bu teknoloji, biyometriyi kapıları tanımlamak ve açmak için ana teknoloji olarak kullanan daha fazla şirket ile daha fazla popülerlik kazanıyor.
