Türkiye’de Satışa Sunulmayanlar: Lotus Europa İncelemesi, Detaylar ve Hakkındaki Her Şey…
Yazımıza başlamadan önce Lotus’un oldukça köklü bir araç üreticisi olduğunu fakat Türkiye şartlarında çok fazla tercih edilmediğini belirtelim. Lotus’un Europa modelini incelerken Lotus’un ülkemizde neden tutmadığını da açıklayacağız. Lotus Europa büyük bir satıcı değildir. Ancak bir araçtan istediğimiz her şeyi sunmaktadır.
Küçük, verimli ve göreceli olsa da oldukça yetenekli bir araç modeli olan Lotus Europa, “E” isim geleneği ile gün ışığını gören en iyi yol tutuşlu arabalardan bazılarını üretti ve üretiyor. Ayrıca halihazırda mevcut olan motorlar ve şanzımanlarla yetinmek, Lotus’un en iyi yaptığı olaydır. Bu konu normalde oldukça kötü gibi düşünülse de Lotus, kendisini ispatlayan mekanik sistemleri kullanmaktadır. Bu yüzden çok fazla mekanik sorunla karşılaşmamaktadır. Lotus’un Europa modeline gelecek olursak Europa kendi içinde basit. Ayrıca bağımsız süspansiyonlu ön ve arka çelik şasisine takılan küçük motorlar, Colin Chapman‘ın daha iyi spor arabalar yapmak için “hafiflik” felsefesini takip etmektedir.
Eski Lotus Europa ve Yeni Lotus Europa Karşılaştırması
Lotus Europa’ya baktığımız zaman beğendik. Ancak araştırmalarımız derinleşince ikilemde kaldık… Lotus Europa adını ilk kez 1966’da biraz garip bir tarza sahip Type 46 ile kullanmıştır. Bu araç oldukça farklı bir tasarıma sahiptir. Dönemindeki araçlardan bile daha farklı yapısı ve tasarımı yüzünden geri planda kalmıştır. Ayrıca eski Lotus Europa modelleri, pratiklik veya yük taşıma yeteneğinden çok motor montajıyla dikkatleri üzerine çekiyordu. Yeni Lotus Europa‘ya bakacak olursak 2005 yılında Europa’nın dirilişiyle birlikte Type 121, görünüş olarak benzersiz olmasa da Elise tabanlı şasi kurulumu sayesinde daha eksiksiz bir spor otomobil olarak karşımıza çıktı. İncelememizin başlarında söyleyecek olursak her ikisi de kendi tarzlarında harika otomobillerdir. Orijinali, yeni Europa’nın sınıfında lider yol tutuşuna kıyasla daha saf bir sürüş deneyimi sunmaktadır.
Lotus Europa’nın Bütün Modelleri
Europa, önceki ve sonraki her Lotus gibi devam eden bir çalışmadır. Lotus ve diğer üreticilerin arasındaki farklı çalışma ilişkileri, Europa’nın bir dizi varyasyonunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. 1966’da Tip 46 tanımı sadece bir başlangıçtı. 1975 yılında üretim sona erdiği zaman beş farklı tipte araç ortaya çıkmıştı. Yeni çalışma ilişkileriyle birlikte yeni güç aktarma organları, daha fazla güç ve performans ve sayısız üretim için bir dizi Lotus düzeltmesi geldi.
Renault ve Lotus Arasındaki İlişki
Erken üretim Europa, Renault R16 motorları ve şanzımanları ile eşleştirilmiştir. Lotus tarafından doğal olarak ince ayar yapılarak 1.5 litre, 4 silindirli bir konfigürasyondan 82 hp ortaya çıktı. Type 74 Europa’nın 1971’de piyasaya sürülmesiyle Lotus, Ford‘un 1.6 litrelik motor hacminden 105 beygir gücündeki DOHC motorunu araçlarına yerleştirmeye başladı. Daha sonra da daha büyük valf blokları sayesinde araçların güçlerini 126 beygire çıkardı. Bu değişiklik sayesinde Lotus Europa modelleri, 0’dan 100 kilometre hıza 6,6 saniye ulaştı.
En Son Lotus Europa Modeli 2006 Yılında Karşımıza Çıktı 
2006 yılı, Europa için yeni bir başlangıç oldu. Elise ve Exige ile büyük başarı elde eden Lotus, daha yumuşak ve daha kullanıcı dostu bir spor arabaya ihtiyaç duyuyordu. Bu araç modeli de Lotus Europa’yı işaret ediyordu. Lotus için her şey çok basitti. Bu yüzden eski defterleri açıp, yeni teknoloji ve birkaç iyileştirmeyle Europa modelini yeniden canlandırdılar. Ancak Türkiye’de satılmayan araba dediğimize takılmayın. Lotus, bu modeli dünyada sadece 500’den biraz daha fazla satabildi.
Yeni Lotus Europa Özellikleri
İlk olarak performans özelliklerine baktığımız zaman son nesil Lotus Europa modelleri, 2 litrelik turboşarjlı motordan 197 beygir gücüne ulaşabiliyordu. 5.9 saniyede 0’dan 100 kilometre hıza ulaşan bu araçların aslına baktığımız zaman oldukça yetenekli olduklarını görebiliyoruz. Ancak her işin ve projenin arkasında belirli bir gerçekler bulunmaktadır. Bu modelin altında yatan gerçekte aracın motorunun Lotus değil GM’ye ait olmasıydı. Ayrıca aracın birçok parçası da Opel Speedster’dan entegre edilmiştir.
İç tasarımına baktığımız zaman Lotus’un kendi çizgisinden çıkmadığını görebiliyoruz. Lotus Europa’nın iç tasarımı, diğer modellere oldukça fazla benzemektedir. Koltuklar, direksiyon, gösterge panelleri ve aklımıza gelmeyen diğer bütün noktalar diğer Lotus modellerinden tanıdık gelmektedir. Son olarak “Türkiye’de Satışa Sunulmayanlar: Lotus Europa İncelemesi” adlı içeriğimizi bitirmeden önce Lotus’un diğer modelleri hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmanızı öneriyoruz. Bunun sebebi; Lotus modelleri araba piyasasında çok fazla bilinmese de rakip modellere göre her zaman daha ucuz olmayı başarmaktadır. Özellikle Lotus’un Elise modeli, diğer rakiplerine göre hem daha uygun fiyatlı hem de daha fazla avantajlı özelliklere sahiptir.
İkinci El Lotus Elise İlanları
