Süreyya İzgi Yazdı: Michael Knight ve KITT

0
22889
kara-simsek

Michael Knight kara şimşek…aklınıza şahane anılarla birlikte gelmiş olmalı. Bir kuşağın unutulmaz dizisi Kaşa Şimşek ve Michael Knight konusunda Süreyya İzgi, enfes bir yazı yazdı. İşte Michael Knight ve KITT

Dıtdını-dınınını-dınınını-dınınını…

Bir kuşak erkek çocuğunun TV’deki fenomeni olmasının ötesinde otomobil tutkusunu doruğa çıkartan dizi Kara Şimşek, tartışılmaz bir külttü. Devam bölümleriyle sürdürülmeye çalışıldıysa da Michael Knight ve KITT, akıllarda sadece ilk yayın dönemiyle yer etti.

kara-simsekİcadından itibaren otomobil kültürüyle yoğrulan Avrupa ve Amerika’yı bilemeyiz ama Türkiye’nin kitlelere yayılmış otomobil sevgisine bu televizyon dizisiyle kavuştuğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Kara Şimşek’ti o, ancak hayallerde görülebilecek siyah Pontiac’ı her Cumartesi günü evlerimize kadar sokan. Kötülerle mücadele eden “filinta” David Hasselhoff’u en az bir kuşağın idolü yapan. Amerika’da NBC televizyonunda 28 Eylül 1982-8 Ağustos 1986 arası yayımlanan Knight Rider, 1986’dan itibaren TRT1’de her Cumartesi günü saat 17.00’de yayına girmişti. Dizi özellikle her yaştan erkekleri öylesine etkiledi ki o yıllarda kaçırmamak için özel gayret gösterilirdi. Başlığa yansıtmaya çalıştığım melodisi ise dizi kadar ünlüydü, bir dönem gençlerin dilinden düşmedi, telefonlarda çınladı durdu. Ve tabii çoğunlukla taksilerde olmak üzere KITT’in önündeki kırmızı yürüyen ışıklar trafiğimizde bir fenomen olup çıkmıştı.

Süreyya İzgi’nin diğer yazıları için buraya tıklayın!

Yakışıklı detektif David Hasselhoff

Dizide dönen maceralar bir kenara, o dönemde yollarımızı kaplayan çoğu beyaz Anadol, Renault 12 ve Murat 131’den başka çeşit otomobiller olduğunu da göstermesi açısından gençlerin kalbinde başka bir yeri vardı. Dizide Michael Knight’ı oynayan Alman kökenli David Hassehoff’a aşık olan genç kız modeli var mıydı bilinmez ama 1982 model Pontiac’ın marifetleri erkeklerin aklını başından alıyordu. Sadece Türkiye’de değil, gösterime girdiği tüm ülkelerde hayranlıkla izlenen dizide Michael Knight ve iş ortağı KITT, kötülerle mücadele edip hep kazanırken kahramanımız da her bölümde en az bir kez aşık oluyordu!

Dizi için Trans Am uçar hale getirilmişti

Yapımcısı Glen A. Larson’un esin kaynağını 1950’lerin popüler TV karakteri “Lone Ranger” olarak açıkladığı Knight Rider ile amacı o dizinin western ruhuyla bilim kurgu türü otomobilli versiyonunu çekmekmiş! Dizide başroldeki Michael Knight, Las Vegas’ta bir çatışmadan ölümcül yaralanmayla kurtulup milyarder Wilton Knight’ın estetik ameliyatla başka bir kimliğe dönüştürdüğü eski bir polisi oynuyordu. Bunu neden yaptı ve aralarında nasıl bir duygusal ilişki vardı hiç bilemedik ama dostluklarının soğuk esprilerle bezeli gücü (!) herkesi hayran bırakırdı. Bağımsız bir adalet organizasyonuyla yaşanan olumsuz olaylara müdahale eden ekibimiz, maceradan maceraya koşardı. Şüphesiz, çocuk bakışıyla çok çok etkileyici bir diziydi ama herkesi asıl etkisi altına alan fenomen Pontiac Firebird Trans Am’di.

1980’lerde hayal gücü sınırlarımızın çok ötesinde yetenekler sahip olan otomobil, olağanüstü modifikasyonlardan geçmişti, çok hızlı gidebiliyordu, uçabiliyordu, dahası Michael Knight’ın yerine düşünüp konuşabiliyordu! Büyük fantaziydi ama otomobil dünyasına kattığı vizyon bugün üretilen modellerde -gerçekleştirilebilecek kadarıyla!- ortada!..

Bu arada otomobilin konuşma sesi Hollywood aktörü William Daniels’a aitti. Dizide unutulmaması gereken bir isim daha vardı ki o da KITT’in teknisyenini oynayan Bonnie’ydi. Patricia McPherson, aynı zamanda Michael Knight’ın süregelen “takıntısıydı”!.. Ama Michael’ın sarışınla romantik didişmeleri hep esprilerde kalırdı.

KITT’in performansı göz kamaştırıcıydı

Knight Industries Two Thousand olarak açılan KITT’te birçok etkileyici unsur vardı; 300 HP maksimum güç ile 0-100 km/s hızlanma 2 saniye, 0-400 m hızlanma 4.2 saniye sürüyordu. 112 km/s-0 frenaj 4.2 metre, 322 km/s maksimum hız, 400 derecenin üzerindeki ısılara dayanabilen termal koruyucu, sessiz çalışma modu, 40 feet (12.2 m) uçuş sağlayabilen elektronik kontrollü turbo iticiler (birkaç sene önce Pontiac Firebird’ü ile bunu deneyen birileri hayatını kaybetmişti!)!.. Bunların yanında ses analiz ünitesi, farklı dilleri aksanlarıyla konuşabilmesi, Michael ile saati aracılığıyla bağlantı kurabilmesi, çevreyi kolaçan eden dinleme radarları, havayı koklayan, çevreyi dinleyen, herkesi etkileyen sensörleri ve tabii ki KITT fanatiklerinin favorisi olan Pontiac’ın burnundaki tarayıcı! Anamorphic Equalizer olarak isimlendirilen o kırmızı ‘yürüyen ışıklar’ KITT’in elektronik gözüydü! Baştan sona büyük fantaziydi!

Knight Rider serisi devam etsin istendi ama…

1986’da ilk yayın dönemi bittikten sonra otomobilin de yenilenmesiyle yeni bölümler için yeni Trans Am ile çekimler yapıldı. 1991 yılında yeni Knight Rider 2000 ismiyle başlarken 1994’te de Knight Rider 2010 adında da bir film çekildi. Sonra çeşitli uyarlamalar, dizi bölümlerinden film oluşturma çalışmaları yapıldı. Ama tabii ki hiçbiri tutmadı ve akıllarda yer eden sadece ve sadece orijinal Kara Şimşek oldu.

Son olarak 2010 yılı sonunda General Motors da son darbeyi vurdu ve Pontiac markasının tarihe karıştığını, artık üretilmeyeceğini ilan etti. Sadece otomobil literatüründe değil, milyonlarca insanın kalbinde böyle bir yer etmişti işte Kara Şimşek.

 

Yorum Yap

Please enter your comment!
Please enter your name here