Şehir İçi Otomobili, Hyundai i20 Test Sürüşü ve Yorumları

Koreli üreticinin küçük sınıf üyesi şehir içi otomobili i20‘nin Türkiye serüveni, 2009 yılına kadar dayanıyor. İlk nesil i20, tasarım anlamında rakibi Opel Corsa’ya oldukça benzeyen çizgilere sahip olduğu için bir dönem eleştiri oklarına sahip olmuştu. İkinci nesil i20 ise, selefinin tamamen zıttı bir karakter çiziyor. Oldukça maskülen hatlara sahip olan otomobil, i30 ile başlayan yeni tasarım DNA’sını devam ettiriyor. Özellikle yüksek omuz çizgisi ve siyah boyalı C sütunuyla birçok rakibinden daha sportif görünüyor. Selefinden 16 mm daha alçak olan otomobil, 24 mm daha geniş; 3995 mm’lik uzunluğuysa 4035 mm’ye yükselmiş.

Küçük sınıf temsilcisinin iç mekanına geçildiğinde ilk dikkat çeken detay, yaşam alanının gözle görülür derecede genişlemesi oluyor. Dingil mesafesi 45 mm artırılan otomobilin kokpiti, sürücü odaklı bir tasarıma sahip. Style+ donanımında kokpit tek renk olduğu için Elite donanımındaki kadar renkli bir iç mekanla karşılaşılmıyor. Kokpitin özellikle üst bölümünde kullanılan malzemenin yumuşaklığı, küçük sınıf standartları üzerinde bir his bırakırken, plastik kalitesi aşağılara indikçe haliyle azalıyor. İşçilik seviyesi de sınıfından beklenmedik derecede yüksek. Direksiyon simidi i10 modelinden tanıdıkken, hemen arkasında oldukça basit ve anlaşılır gösterge tablosu göze çarpıyor.

Devir ve hız göstergelerinin arasından yol bilgisayarı verilerine ulaşılabiliyor. Havalandırma kumandalarının kullanımı da oldukça kolay. Müzik sisteminin kullanımı da basit, kalitesi tatminkar. Arka bölümde bazı kompakt sınıf modellere yakın bir diz mesafesi sunan otomobilin omuz ve baş mesafesiyse sınıf standartlarını karşılıyor. Opsiyonel olarak sunulan panoramik cam tavan, baş mesafesini bir miktar azaltsa da, zaten aydınlık olan iç mekanı iyice ferahlatıyor. Bagaj hacmi,eski jenerasyona göre 6 litre artırılarak 301 litreye çıkarılmış.

Test otomobilimizde 1,4 litrelik turbo beslemeli dizel motor görev yapıyordu. Bu motor,  4000 d/d’de 90 HP güç, 1500 d/d ile 2500 d/d arasında 240 Nmtork üretiyor ve 6 ileri vitesli manuel şanzımanla gücü ön tekerleklere aktarılıyor. Kağıt üzerinde oldukça iyi değerlere sahip olan motor, yüksek ağırlığın etkisini en çok alt devirlerde hissediyor ve cansız bir karaktere bürünüyor.

En yüksek torkun üretildiği devir aralığındaysa özellikle şehir içi kullanımlar için yeterince güçlü olan motor, asıl hünerini tüketim değerinde gösteriyor. Bizim ölçümlerimizde ortalama 5,8lt/100 km olarak ulaştığımız rakam, otoyol kullanımlarında 5,0 litre seviyesine kadar inebiliyor.

Hyundai i20, henüz Euro NCAP’ın yaptığı çarpışma testlerine katılmadı. Otomobilde, ABS, ESP, sürücü ve ön yolcu hava yastığı standart olarak sunuluyor. Umarız, ilerleyen dönemde yan ve perde hava yastıkları da standart donanımda sunulur.

Yeni i20’nin selefine oranla daha konforlu bir otomobil olması için mühendisler uzun mesailer vermiş. Düşük hızlarda oldukça hafif olan direksiyon sistemi, yumuşak pedallar ve yumuşak geçişlere sahip şanzımanla birleşince şehir içinde dahi kullanımı kolay bir otomobil ortaya çıkmış. Orta sertlikteki süspansiyon sistemi, asfalt kalitesi aşırı düşmediği sürece darbeleri başarılı ve sessiz bir şekilde sönümleyebiliyor. Direksiyon sistemi eskisine oranla çok daha direkt çalışsa da, hissiz yapısı yol durumu ve tutunma hakkında bilgi aktaramıyor. Yol tutuş konusunda da genel olarak başarılı bir tablo çizen süspansiyon sistemiyle birlikte limitleri zorlandığında i20, önden kayma eğilimi gösterse de ESP işi şansa bırakmıyor.